Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GOTİK MİMARİ

GOTİK MİMARİ: Gotik yapılar, Tanrı’ya ulaşmak için yapılmış ve en özgün ürünler dini mimaride verilmiştir. Bu  dönemde insan eyleminin odağı dinsel yasam olduğu için, en ileri mimari tasarım ve teknolojiye sahip  olan yapılar kilise tarafından yaptırılmıştır. Avrupa mimarlığında önemli yer tutan ve genellikle  yapımları yıllarca süren çok sayıda katedral inşa edilmiştir Gotik’in en önemli katedrallerinden biri, Paris’teki Notre Dame Katedrali’dir Gotik mimari çatı ve cephe sistemleri açısından üç yenilik getirmiştir · Kaburgalı tonoz, · Dayanma ayakları (kontrforlar), · Dayanma kemerleri (payanda kemerleri). RÖNESANS MİMARİSİ:    Rönesans mimarisinin kurucusu, Floransalı Brunelleschi’dir . Brunelleschi,  gerçekleştirdiği yapılarda tüm Gotik ayrıntıları ayıklamış, onun yerine, klasik mimarlık programında  yer alan öğeleri kullanmıştır. Gotik’te derine ve yukarı doğru hareket olduğu halde, Rönesans’ta mekan hareketsiz ve yerinde  duran bir etkidedir. Rönesans, Gotik’

MİMARİDE GÜNIŞIĞI

    GÜNIŞIĞI Mimarinin yaşanmasında ışık önemli bir rol oynar. Aynı oda duvarlarındaki açıklıkların boyutlarının ve yerleşimlerinin değişmesi sonucu çok farklı mekansal izlenimler verebilir. Aydınlatma 3 ana başlık alanında gruplandırılabilir;  aydınlık açık mekân,  tepeden ışık alan mekân  ve en tipik olarak yan tarafından ışık alan mekândır. Işığın her yönden girdiği aydınlık açık mekâna, sıcak iklimli ülkelerden örnek verilebilir. Bu tip mekân güneşten korunmak amacıyla sütunlar üzerine yerleştirilen bir çatıdan oluşur. Güney Fransa’da Bordeaux yakınlarındaki Cadillac kasabasında bir kapalı Pazar yeri örnek yapı olarak verilebilir. Farklı dönemlerde mimarlar kapalı mekânlarda bu çeşit bir aydınlatma elde etmeye çalışmışlardır. Her iki yan duvarında büyük pencereleri olan ortaçağ şatoları, bir dış duvardan diğerine uzanan ve her iki tarafta pencereleri olan geniş mekânlara sahip sayısız malikâne vardır. Buna Philip C. Johnson’un New Canaan Connecticut’ta kendisi iç

YÖRESEL KONUT ZAMANI

     YÖRESEL MİMARİ VE KONUT: İnsan varoluşundan itibaren bazı temel gereksinimlere ihtiyaç duymuştur bunlardan biride barınaktır. insanlara, alt›na başlarını sokacak bir örtü gerekli idi. Bu zamanla, atların evcilleştirilmesinden sonra taşınabilir yöntemler ile sağlanabildi. Bu yöntem çağımızda da devam etmektedir. insan, daha sonra, üzerinde yürüdüğü toprağın verimliliğini keşfetti. Böylece yeryüzünde tarım çağı başlamış oldu ve insanoğlu bundan böyle kalıcı bir barınak yapma gereğini duydu. işte bu andan itibaren yapı sanatı doğdu ve şuan mimari yapı adını aldı.Bir taşı diğerinin üzerine koymakla işe başlayan insan günümüzde en ileri teknolojiyi mimarlıkta kullanabilmektedir. Binaların 3 süreç ile yapım aşaması:  1) insanoğlu kendisi 2) uzmanlaşmış kişiler 3) mimar kimliğini taşıyanlar  YÖRESEL MİMARİNİN ÖZELLİKLERİ: Yöresel mimaride kendine özgü bir tasarım (design) yöntemi yoktur; kullanıIan şekli, strüktür, yap› malzemesi ve yöre özellikleri bina formun

ERGONOMİ VE ANTROPOMETRİ

Resim
ERGONOMİ: Yunanca 'iş bilimi' anlamına gelir. İnsan, ekipman, çalışma alanı ve çevresi arasındaki ilişkiyi inceleyen ve bunlardan doğan problem setini anatomi. Fizyoloji ve psikolojiden yararlanarak çözmeye çalışan bir iş bilimidir. ANTROPOMETRİ: İnsan vücudunun boyutları ile ilgilenen bilim dalı. İnsan fiziki yapısı ve özelliklerine göre konut ve kullanım malzemeleri yapılmasına öncülük eden bir bilim dalıdır.

BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK

Resim
BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK Avusturyalı mimar Karl Schwanzer bir mimari yapıyı "dört duvar ve bir damdan daha fazlası" olarak tanımlar. Bu "daha fazlası" sanatsal, sosyolojik, antropolojik, estetik, tarihsel ve kültürel bir yapıyı ifade eder. O halde, bir tasarım varlığı olarak mimari yapı nedir? Mimari yapı, belli bir biçim verilmiş mekandır. Mimarlığın Antikite'de günümüze kadar geçerliliğini koruyan temel birtakım kategorilere dayandığını söyleyebiliriz. Mesela, De Arcitectura adlı yapıtıyla bu kategorileri ilk kez belirleyen temel maddeler şunlardır:   1-firmatias (kalıcılık,sağlamlık)     2-utilitas(kullanışlılık,rahatlık)      3-venustas(güzellik)      Leon Battista Alberti ise De Re Aedificatoria adlı yapıtında aynı kategorileri farklı bir sırayla tekrarlar: 1-comodita(kullanışlılık) 2-perputuita(kalıcılık,sağlamlık) 3-bellezza(güzellik). Bunlara göre,  mimari yapı önce sağlam tasarlanmalı, ayrıca işlevsel ve amacına uygun olmalıdır.  

RENK

Resim
RENK VE TEMEL TANIMLAMALAR Güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde havada bulunan partiküllerden büyük oranda oksijen ve azot partikülerinin engelleriyle karşılaşır.Bu çarpışmalarda ışınlar yön ve ışın serpintilerinioluşturur.Bu serpiştirilen ışınlardan kısa dalgalı mavi ve mor ışık uzun dalgalı kırmızı ve turuncudan daha fazla serpişirler böylece serpinti ışığı kırmızıdan on kat daha fazla mavi  ışık içerir. nesneleri tanımlarken ilk sıralanan değerlerinin başında biçimsel yapı ve renk özelliği gelmektedir.Bir nesnenin rengi,ışık ışınlarını ayıklayıp emerken ışığn içindeki renklerden kendi özelliğine göre olanı emmeden yansıtmasıyla ortaya çıkan etkidir.    RENK ÇEMBERİ VE TEMEL KAVRAMLAR Sanat alanında ve sanat eğitimindeki sıralamada,üç ana renk ilkesine göre genellikle ara renklerle birlikte 12 renk değeri gösterilmektedir Renk ışıktan çıksa da renk karıştırma ve kullanımdaki esaslar renk kaynağının ışık ve boyalar olmasına göre farklıdır.Işığın ışınları direkt ışıntır oysa

SAĞLAMLIK

Resim
SAĞLAMLIK Strüktür:  Bir yapıyı ayakta tutan sistemdir.  Bir yapıya baktığımızda onda duyduğumuz hisler algısal strüktür ve yapıyı taşıyan iskeletle gördüğümüz şey fiziksel strüktür kavramları olarak karşımıza çıkar. Algısal strüktüre örnek olarak bizde güven duygusu vermek için yapılan İtalya,Paestum,Poseidon Tapınağı'dır.    Dikme ve Lento:   Strüktür taş,tuğla,kerpiç,balçık,cam,blok ya da başka malzemeden yapılan duvar ile başlar.Duvarlarla çevrili bir odada ışık ve de görüş olmayacağı için bu duvarın açılması gerekir.Açık ile duvar (yani onun üzerinde blok ya da tuğla) yerçekimine karşı bişey ile desteklenmelidir ki ahşap (1750'den sonra metalden) böylesi bir kirişe lento denir.Duvar kesilebilir ve kolonlar oluşturacak ince blok kümeleriyle onlar arasındaki boşluğu aşan lento ile yer değiştirir.   Kolon ve kiriş: Dayanaklı taşın kullanımından çok önce (birkaç yüzbin yıldır kullanılıyor olabilir) ahşap ya da buna bağlı papirüs kamıştan kolon - kiriş sist