BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK





BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK

Avusturyalı mimar Karl Schwanzer bir mimari yapıyı "dört duvar ve bir damdan daha fazlası" olarak tanımlar. Bu "daha fazlası" sanatsal, sosyolojik, antropolojik, estetik, tarihsel ve kültürel bir yapıyı ifade eder. O halde, bir tasarım varlığı olarak mimari yapı nedir? Mimari yapı, belli bir biçim verilmiş mekandır.
Mimarlığın Antikite'de günümüze kadar geçerliliğini koruyan temel birtakım kategorilere dayandığını söyleyebiliriz. Mesela, De Arcitectura adlı yapıtıyla bu kategorileri ilk kez belirleyen temel maddeler şunlardır: 
 1-firmatias (kalıcılık,sağlamlık)   
 2-utilitas(kullanışlılık,rahatlık)    
 3-venustas(güzellik)    
 Leon Battista Alberti ise De Re Aedificatoria adlı yapıtında aynı kategorileri farklı bir sırayla tekrarlar:
1-comodita(kullanışlılık)
2-perputuita(kalıcılık,sağlamlık)
3-bellezza(güzellik).

Bunlara göre,  mimari yapı önce sağlam tasarlanmalı, ayrıca işlevsel ve amacına uygun olmalıdır.
                        İlgili resimde re aedificatoria ile ilgili görsel sonucu


  İşlevsellik tasarımsal bir anlama sahiptir. Mimarinin evrensel dilidir. Ereksellik ise bu evrensel dilin bir öğesidir. Ereksellik, madde ve biçim arasında yer alan bir üçüncü öğedir. Bunların hiçbiri daha öncelikli değildir; hepsi eşdeğerdir.Mimar bu üçünü de kullanarak özgün bir mekan meydana getirir. Mimaride karşılaştığımız Klasik, Barok, Modern ve Postmodern gibi oluşumlar aslında mimari dilin değişik semantik modelleridir.
Aydınlanma'ya ve rasyonel, akılcı temellere dayanan Modern mimari,başta bezeme olmak üzere tüm geleneksel ögeleri atarak işe başlar ve mimari dili saflaştırarak "salt mimari"ye minimalist ve pürist bir dile ulaşmak ister.Bu dil, mimarinin temel ögeleri olan madde,biçim ve ereksellik değerlerinin özgün uyumudur. Mimari değerlerden gitgide uzaklaşrak "yoksullaşır"; nihayetinde bir "teknik sistemler göstergesi" haline gelir. Yalınlığı amaçlayan mimari yapı dikaçı ve küpün diktatörlüğüne teslim olur. Bir nesnenin güzelliği onun yalınlığıdır. Modern mimari tekboyutluluğa ve tekdeğerliliğe indirgenmiştir. Sonraki artan eleştirel tavır -postmodernizm- mimari yitirmiş olduğu çokdeğerliliğe geri dönmelidir. Behruz Çinici, Modern mimarinin yoksullaştırdığı biçimlere karşı gelistirebilmiştir.


 Mimari yapılar insanlarla birlikte yaşarlar. Böylece yaşamın diğer nesneleri gibi sürekli değişirler, var olurlar ve yok olurlar ve bunlar yapının yıkılıp toprak altında kalması şeklinde olabilir. Ancak bir arkeolojik çalışmayla yenide gün ışığına çıkabilir;ama artık ampirik ve işlevsel varlıklar olarak değil, tarihselsellik kategorisi içinde kültür varlıkları olarak anlam kazanırlar.
  Mimari yapıların doğal etkenlerle yıpranması restorasyon olgusunu beraberinde getirir. Yapının portalı ile saçağı farklı çağlarda özgü olabilir. burada restorasyon mimarisi önem kazanır. Bir diğer mimari yapı kategorisi de sağlam ve işlevselliğinin yanında güzelliktir. Bir yapı özgün bir mekan-biçim ilgisini ortaya koyabilir böylece kendine özgü bir mimari yapı olur. Böyle bir yapı sanatsal bir mimari tasarımı gösterir ve adına sanat yapıtı denir ve varlık kategorileri de değişmiş olur: O artık bir estetik varlıktır.

Duvarda duvarda asılı duran bir resim, sahip olduğu üslup içinde belli bir varlık yorumunu ifade eder. Bu anlamda, onu bir kültür varlığı olarak meydana geldikten sonra bu varlığını sürdürür. Fiziksel varlığında meydana gelen değişimler onun kültür varlığını etkilemez. Örneğin, Leonardo'nun Madonna'sı müze duvarlarında yüzlerce yıl asılı dursa da yine Madonna olarak kalır. Madde-biçim ilgisini belirleyen tarihsellih kategorisi bir sanat yapıtlarını belirleyen bu zamansallığa mantıksal zamansallık ya da aşkın zamansallık denir.


  Sanat felsefesi açısından mimarlığın zamanla ilgisi iki yönlüdür: Mimari sanat yapıtı, kültür varlığı olarak aşkın zamansallığa, gerçek varlık olarak ise ampirik zamansallığa tabidir. Mimari sanat yapıtı bu iki zamansallık kategorisi içinde varolmak mimari sanat yapıtı için değişmez bir varolma tarzıdır.Peki ayırt edici özelliği nedir?
Vitruvius 'a göre bir yapının güzelliğini sağlayan bir diğer etken ahenktir. "Ahenk ögelerin ayarlanmlarındaki güzellik ve uygunluktur ve tümüyle bakışımlı olduğu zaman gerçekleşir." 
Simetri de etkilidir: Bakışım(simetri), bir yapının kendi öğeleri arasındaki uyum ve ölçüt olarak seçilen bir öğeye göre, tasarımın değişik öğeleri arasındaki bağlantıdır.
Uygunlukta bir yapıt, yetkinlikle geçerli ilkelere göre yapıldığında beliren biçem'dir. 
Vitruvius için tüm bu etkenlerin birlikte katıldığı ve belirlediği yapı güzel olacaktır. Bir mimari tasarımın amacı sağlam ve işlevsel olduğu kadar güzel de olan yapılar yaratmaktır.


   Frank Lloyd Wright da Le Corbusier-> Mimarlık insanın ruhuna şiirsel bir şekilse hitap eder;her büyük mimar zorunlu olarak büyük bir şairdir. Mimarlık yapılamaz, doğar.


      Mimarı tasarım varlığının biçimsel değişimleri bu tarihsellik kategorisi içinde meydana gelir. Bu biçimsel farklılığa üslup denir. Grek-Roma, Ortaçağ, Rönesans, Barok ve Mordern vs. Bu farklı üsluplara sahip mimari yapılar arasında biçim farklılığını aşan yapı farklılığı gözlenir. Bu insan-dünya ilişkisinde temellenir ve bireysel bir ilişki değildir; tarihsel dönemlere ve çağlara özgü olan bir ilişki biçiminde somutlaşır.
Görüldüğü gibi, mimarı tasarım varlık bakımından bir derinlik boyutuna sahiptir ve kendini gösterir çünkü her nimari tasarım bir sanat yapıtı olarak varlığın gizemine katılır ve ondan pay alır.Ancak, mimarı yapı, aynı zamanda bireysel mekanı aşan, bir kent mekanı içinde yer alan ve kenti oluşturan bir yapı öğesidir.










     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ERGONOMİ VE ANTROPOMETRİ

RUSYA KONSTRÜKTİVİZM, ALMANYA'DA BAUHAUS

SAĞLAMLIK